Yılbaşı gecesi (hatırladığım sekanslarca) gayet iyi geçti, baya eğlendik sabah 7'ye kadar. Ama işte ev partisinin sıkıntıları; temizlenmesi gereken bir ev ve üşengeç ev sahipleri, yılın ilk günlerinde kendilerini sinemaya vurdular.
Cem Yılmaz'ın güldürmediği kimseyi görmedim şu ana kadar ama film olmuyor. Herif, film kafası değil. Onun doğaçlama, daldan dala atlayan, bir anda patlayan espriler yapması lazım. Film çekerken esprileri önceden yazmak, bir kaç kere çekmek, esprileri bir tema etrafında döndürmek lazım ve bu CMYLMZ'ye uymuyor işte. Gora da Arog da böyleydi, Yahşi Batı da böyle. Komik mi, evet komik. Ama kendi showları kadar değil. Notum "eh".
Sonra bir de Avatar'ı gördük, gerektiği gibi 3D Imax'de. Senaryoya çok takılmaya gerek yok, klasik sci-fi Hollywood. Görsellere de takılmaya gerek yok. Uçan adalar, enteresan hayvanlar, ruhlar, spiritüellik, bunların hepsi Miyazaki'nin çizgilerinden çocukken okuduğum Gülten Dayıoğlu kitaplarına kadar vardı. Asıl olay Avatar'ın sinemaya kazandırdığı farklı boyutta bir gerçeklik. Yani doğru bir karşılaştırma Lumiere Biraderlerle olabilir. Onlar 20. yy'nin başında bir trenin gara girişini çekip sinemada gösterdiklerinde, buna alışık olmayan insanlar korkarak sinemadan kaçmışlardı. Avatar da öyle aslında. Biz de bu kadar doğal bir 3D dünyasına, özellikle de sinema perdesinde alışık değiliz. Yükseklik korkusu olan biri olarak, bazı sahnelerde korktum mesela. Yani ciddi farklı bir gerçeklik algısı (augmented reality'i duydum ama nedir bilmiyorum, konu ile alakalı ise biri beni uyarsın).
Ama Lumiere kardeşler kadar sinema dünyasının mihenktaşlarından biri olurlar mı? Bilmiyorum, bunu teknoloji ve seyirci belirleyecek. Bir kere böyle bir filmi yapmak şu an çok pahalı ve her film böyle çıkmaz. Aksiyon filmleri hariç aslında filmlerin böyle 3 boyutlu çıkmasına gerek de yok. Ama seyirci bunu benimserse, film stüdyoları da bu yola gider. Teknolojinin gelişimi de bu tip filmlerin yapımını ucuzlatırsa, bundan sonra 3D filmler standart olur. Ama yeteri kadar talep olmazsa ve/veya yapımlar ucuzlamazsa, Avatar ve benzeri filmleri, ağızda tatlı bir tat olarak hatırlar ve geçebiliriz. Hayatımda izlediğim en iyi film değil tabi ki, ama herkesin gidip bir görmesi ve düşünmesi lazım (food for thought kafası).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder