02 Haziran 2010

Trendsiz, Karaktersiz Gençliğim

Bu aralar, eskisinden daha sık bir şekilde, ne kadar karatersiz ve limbo bir zamanda yaşadığım yüzüme yüzüme vuruluyor sanki. Geçen hafta, bir süredir rafta bekleyen, Spike Lee efsanesi "Do the Right Thing"i izledim. 80'ler Brooklyn'inin sıcaktan kavrulduğu bir günde geçen filmde, o kadar çok nostaljik elementler vardı ki. Boombox'lar, o Sprite'ın enteresan karakteri, beach pantolonlar, MC Hammer kafaları vs...

Diğer bir yandan Nirvana'dan beri ciddi bir müzik akımı olmaması beni çok bayıyor. Yani R&B ve grunge, son mainstream güzel müzikti ve o zamandan beri TV'deki herşey, boktan. Satış patlaması yapan herşey kötü (neredeyse diyelim). Zaten artık adam gibi müzik/film/sanatseverler, mainstream olan şeye önyargı ile bakıyor. Çok da haksız sayılmaz. Nerede Black Sabbath'ler, Led Zep'ler, Bruce Springsteen'ler... Hatta ABBA'yı ve onların görmemiş zevkü sefa 80'lerini bile özlüyor insan.

En son da Playboy'daki bu makale (evet Playboy, makaleleriyle güzeldir), içinde büyüdüğümüz çağın karaktersizliğini suratıma vurdu. Her onyılın dominant bir göğüs şekli var. Sadece 1990'lardaki minicik göğüsler çok kötü, 2000'lerde de herhangi bir göğüs akımı yok. Tabi herkesin zevki kendine, ama düzgün bir mainstream çıkaramayan, her daim bireysel takılan bir jenerasyonun mensubu olmak, beni cidden bayıyor bazen.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails