2009'un son 100 metresine dış kulvardan atak yapıyoruz ve Twitter'da, ailenizin blogger'ı RD'nin takip ettiği insanlar arasında diyelim en azından, yılın bombalarını seçiyoruz.
En iyi Yabancı Ünlü: Şuradan başlayalım, takip ettiğim Türkler, yabancılardan çok daha iyi tweetliyor. Ama Juan Pablo Montoya ve Lance Armstrong'un babalıkları, Jenna Jameson'ın analıkları hoşuma gidiyor. Murat Kosova gibi haykırmak istiyorum; "işte Twitter bu!!". Sonuçta ünlü ve başka bir kafa yapısında sandığın insanların, senin benim gibi olduklarını gösterdikleri bir arena Twitter. Yine de galiba ödülü Shaq'e vericem. "Yo mama is" serisiyle sırf beni değil, anladığım kadarınca listemdeki diğer takipçilerini de kırıp geçiriyor. Bazı günler oturup arka arkaya patlatıyor, o zamanlar Ezel'den bile çok yorum geliyor hakkında. Hem emeklilik de ufukta, bir ödül de bizden olsun.
En iyi Yerli Ünlü: Dediğim gibi, burada büyük rekabet var. Erdil Yaşaroğlu, Selçuk Erdem, Kaan Sezyum, Kanat Atkaya, Banu Yelkovan gibi adaylarımız mevcut burada. Ama galiba büyük ödül, müzik yazıları, komik dili, bol tweetleri ile Mehmet Tez'e gidiyor. Moda sahillerinden, kafa güzel tweetlere devam. (Kendisi bu post yazılırken Twitter'ın en'leri listesini yayınladı hatta)
En kötü Yabancı Ünlü: Işte kötü örnek kişilik: Cristiano Ronaldo. Futbolu bir yana bırakıyorum, kişilik olarak sevenine rastlamadım daha. Parçaladığı arabaları, kırolukları, fecahat oynadığı Clear For Men reklamı, aynalara hastalığı ve son olarak başarısız tweetleri ile uzak durulması gereken bir kişi. "Takımım iyi oynadı, onları tebrik ediyorum" gibi saçmalıklar sık görülen meziyetlerinden.
En kötü Yerli Ünlü: Neymiş, yakışıklı olmak Twitter'da geçmiyormuş. Her ne kadar gerçek olup olmadığını bilemesek de Kıvanç Tatlıtuğ, bu yeni internet sitesini bir türlü tam olarak kavrayamadığını gösterdi bizlere. Her ona mesaj gönderene reply olarak değil de uluorta cevap vermesi, ona gelen her tavsiyeyi retweetlemesi ve "yarın salı" gibi inanılmaz gözlemleri ile gönülleri çalmaya devam ediyordu. "Yarın salı" ile Kaan Sezyum'un da diline pelesenk olmuştu bi ara, neyse. Ama maalesef kendisi galiba account'unu kapatıp sevenlerini üzdü.
En nefret edilen Twitter: Yerli malı Cristiano Ronaldo olacaksan, bari kaslarını ve oynunu da al, en azından azcık pozitiflik katarsın bünyeye. Colin Kazım Richards efendi, 8taş esprileri ile ağır küfür (ve maçta da kırmızı kart) yemişti. Zaten kazaları, seks partileri ve bahis skandalları ile hayatını yaşayan biri, çıkıp Twitter'da gönül kazanmaya uğraşmaz heralde.
En Muhabbet Ekip: Birine reply yapan insanların ikisini de follow ediyorsanız, aralarındaki mesajlaşmaları da görüyor oluyorsunuz. Ama eğer biri ile kanka 3-5 kişiyi birden follow ediyorsanız, mecburi bir voyeur durumuna geçiyorsunuz. Sanki bir virüs yüzünden başkasının chat ekranına girmiş gibi oluyorsun. Banuka, Katkaya, Burcues, Mehmettez gibi. Izledikleri digitürk kanalları, Kanat'ın Banu'ya gazetenin verdiği Cars yapıştırmalarını haber vermesi ve film-müzik muhabbetleri ilk akla gelenler. O kadar içlerine girdik ki ister istemez, bazen evdeyken DVD izlemek için çağırasım geliyor gençleri.
En sıkıcı Twitter: Bu siteye üye olmanın mantığı, o kutuya 140 karakter girip enteresan birşeyler yazmak en basit haliyle. Birilerinin bunu Thierry Henry'e anlatması lazım. Sevilen bir oyuncu olmakla nefret edilmek arasında gidip gelen Barça'nın Fransız'ı, tweetlerinin sıkıcılığı konusunda istikrarı yakalamış bulunuyor.
En komik Twitter: 21 sezondur hep isteyip de yaşayamadığımız bir hayatın temsili O. Bira sevgisiyle aile sevgisinin denge noktası O. Hiçbirşey anlamadan hayatın devam edebileceğinin göstergesi O. O, Homer J. Simpson.
Twitter'a üye misiniz? Yorum kısmına geçin, @herkimseniz yazın, favori twitter'larınızı ekleyin, yapılacak çekilişte şanslı kişiyseniz, bir sevdiğiniz ile yılbaşındaki ev partimize davetiye kazanın. Acele edin!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder