Nereden nerelere... Geçen gün Mededi ve Ç. ile yurtdışı festivallerini konuşuyoduk, gitsek mi gitmesek mi diye. Sonra Mehmet Tez'in blogu Hafif Müzik'teki bu video, beni yıllardır gitmek istediğim ama gidemediğim Coachella'ya götürdü. Şunu izleyip de gitmek istememek olmaz! Sonra dedim ki okurcanlarımla da paylaşayım bunu. Onun için tekrar izledim videoyu da, her taraf ne kadar temiz cıvıl cıvıl. Oysa 3 kere gittiğim Roskilde, beni ne hallere getirmişti! Danimarka yazı ünlüymüş, gidince öğrendik. Hiç durmayan yağmuru, bitmek bilmeyen diz boyu çamuru ile farklı bir tadı vardı. Sonra dedim ki ben bunun da bir resmini koyayım da herkes yukarıdaki video gibi sanmasın yurtdışı müzik festivallerini. Sanmayın ki aşağıdaki iki fotoğrafı kolay çektim yani. Oradan bunlardan başka fotoları bulmak için de external harddisk'e daldım. Bahsettiğim fotoları bulamadım ama saatlerdir external'da takılıyorum. Ne kadar çok anı, ne kadar çok utanılacak şey, ne kadar kocaman bir naiflik var içinde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder