Seviyorum seni Istanbul.
Ne Doğu'yu özümsemeni ne Batı'yı yaşayabilmeni, yağan karının anında çamur olmasını, sıcağının nefes aldırmamasını, neden geldiğini anlamadığım oceanliner'larını, yağmurda turkuaza dönen Boğaz'ını, tarihi surlarının otopark duvarı olmasını, hacılarla travestilerinin her gün dipdibe olmasını, hiç bitmeyen Allah Kerim'liğini, güzelliğinle prenses olabilecekken orospu olmayı seçmeni, denize karşı modifiye aracından müzik dinleyen vatandaşlarını, tıpkı bir gökkuşağı gibi olan çocuklarını, yabancıları çekmeni ama hiçbir zaman içine almamanı, hem Doğu'nun krallarını hem de batının backpacker'larını dize getirmeni, bitmeyen trafiğini, sıladayken bile verdiğin özlemi... Cidden seviyorum seni köpoğlu.
3 yıl önce dünyanın en güzel şehirlerden birine gittim bir süre yaşamaya ve bu sırada sana dönmeyeceğime yemin ettim. Ama en çok bu şarkı koydu bana.
Bu şehir rakıyla yaşar
Bu şehir cigarayı çeker
Bu şehir gündüzü yaşar
Bu şehir her geceyi sever
Bu şehrin adamı söver
Bu şehir kadınını döver
Bu şehir kanımızı emer
Bu şehir için ölmeye değer
İstanbul
Elinden öper
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder